Mustafa Kemal Yılmazhoşgeldiniz
Kişisel web sayfasına hoşgeldiniz

Stockholm – Kuzey Yarımkürenin Parlak Yıldızı

Kasım ayının ortasında, sonbaharın hüznünü kış mevsimine terk etmeye hazırlandığı soğuk bir günde Atatürk Havalimanında uçağımın kalkmasını bekliyorum. Bu sefer yanımda eşim değil, iş arkadaşlarım var. Hep birlikte, kışın en sert geçtiği ülkelerden biri olan İsveç’in başkenti Stockholm’e 3 günlük bir iş seyahatine gidiyoruz. Saat 11:00’de havalanan uçağımız yaklaşık 3 saat 15 dakika sonra Arlanda Havalimanına inmek üzere alçalıyor. Bu manevra ile birlikte, uçağın oval penceresinden sahne alan manzara değişiyor. Adeta birbirinin içine sokulmuş bir şekilde, yeşilin farklı tonlarına bürünmüş giysileriyle poz veren sık ağaçlarla kaplı ormanlık alanlar ile, bu doğa örtüsünün içine serpiştirilmiş olan ve sayıları yüzleri bulan masmavi göller büyüleyici bir görüntü oluşturuyor. Sanki usta bir ressamın fırçasından tuala aktarılmış muhteşem bir doğa portresi var karşımda… Bu görsel zerafete öylesine kendimi kaptırıyorum ki, uçağın tekerleklerinin piste değdiğini bile hissetmiyorum.

Stockholm’de bizi güneşli, ama oldukça soğuk bir hava karşılıyor. Haftanın ilk günü ve ikindi vakti olmasına karşın havalimanı oldukça sakin. Arlanda, Stockholm’de bulunan dört havalimanından biri. Avrupa’daki emsalleri ile karşılaştırıldığında son derece mütevazi bir mimari yapıya sahip. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra, havalimanında döviz bozdurabileceğiniz bir tek yer var. Burada da yaklaşık % 3 işlem komisyonu kesiliyor. Dövizinizi şehirde komisyonsuz bozdurabileceğiniz ve genellikle alışveriş merkezlerinde bulabileceğiniz FX Office’ler de var.

Havalimanından şehre ulaşımda iki alternatifiniz var. Bu seçeneklerden biri, havalimanı çıkışında hemen sol tarafta bekleyen HAVAŞ benzeri otobüsler. Bu araçlar ile şehre ulaşımın maliyeti kişi başına 240 SEK. Diğer alternatif ise taksiye binmek. Üzerinde Taxi Stockholm yazan sarı renkli taksiler sizi şehre 450 SEK’e götürmek üzere bekliyorlar. Grup olarak seyahat ediyorsanız taksiyi tercih etmeniz en makul seçenek. Havalimanı-Şehir Merkezi arası yaklaşık 30-35 dakika sürüyor. Şehir merkezine giden yol üzerinde sağlı sollu yemyeşil bir bitki örtüsü size eşlik ediyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan kendinizi Stockholm’ün merkezinde buluyorsunuz.

Ulaşımdan söz açılmışken, şehir içinde genellikle taksi ve metro-tren hattı kullanılıyor ve ucuz değil. Özellikle taksiler Türkiye ile karşılaştırıldığında daha pahalı. Türkiye’den farklı olarak taksilerde kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor. Taksilerin hemen hemen hepsinde, araçların ne zaman nerede olduğunu merkeze bildiren bir uzaktan kontrol sistemi var. Bu da taksi şöförlerinin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlıyor. Kışın hava erken karardığı için gece tarifesi de erken başlıyor ve saate göre değişen kademeli bir ücret tarifesi uygulanıyor. Bununla birlikte, gündüz vakti de turistlere gece tarifesi uygulamaya çalışan uyanık taksi şöförleri burada da yok değil. Taksi şöförleri içinde sıklıkla Türk, Azeri ve Iraklılara rastlamanız mümkün. Bu kişiler içinde diyalog kurmayı başarabildiklerinizden şehir hakkında kısa bilgiler alarak gezinizi daha renkli hale getirme fırsatınız da var.

Alacakaranlık Kuşağında Yaşamak

Kasım ayının ortası olduğu için hava açık ve güneşli olmasına rağmen oldukça soğuk. Kış aylarında Stockholm’de hava öğleden sonra 3:30 gibi kararıyor, sabah ise 7:30’da aydınlanıyor. Buna karşılık yaz aylarında hava hemen hemen hiç kararmıyor ve Beyaz Geceler hüküm sürüyor. Bu atmosfer içinde, Kuzey Avrupa’nın bu bölgesinde yaşayanların ruh hali de ister istemez etkileniyor. Belki de dünyanın en fazla intihar vak’asının yaşandığı ülkenin İsveç olması tesadüf değil. Kışın erkenden karanlığa bürünen, yazın ise İnsomnia duygusunu yaşatacak şekilde gün ışığının esiri olan ve kalın perdeler arkasında uyumaya çalışan İsveçliler için yaşam kolay olmasa gerek.

Kışın hava karardıktan sonra, turist olarak sokakları arşınlamak, caddelerdeki çok-katlı alışveriş merkezlerini turlamak ve ışıltılı iç mekanları ile sizi soğuktan sıcağa davet eden kafe ve restaurantlardan birinin kapısından içeri girip yemek yiyip, sıcak birşeyler içmek dışında yapabileceğiniz fazlaca bir aktivite yok. Hava soğuk olduğu için gündüz belli saatler (hafta içi saat 10:30-14:30 arası) dışında nehir veya göller üzerinde tekne gezisi yapma imkanınız da kısıtlı. Akşam hava karardıktan sonra ise, ışıklar altında kuzey yarımkürenin bu büyülü şehrinin güzelliğini bir de nehir gezisi eşliğinde yaşamak isterseniz, hafta içi Çarşamba-Cuma günleri arasında saat 6:30’da yapılan tekne turuna katılabilme şansınız var.

Archipelago , “Eski Şehir” ve Vasa Müzesi

Stockholm’e ilişkin gözlemlerime geçmeden önce, size bu ülke hakkında birkaç kısa bilgi vermek istiyorum. İsveç’te 6, Stockholm’de ise yaklaşık 1.5 milyona yakın insan yaşıyor. Türkiye’den buraya gelip yerleşmiş olan kişi sayısı da oldukça fazla. Bir Türk taksi şöförü ile yaptığımız sohbette, Stockholm’de, Konya’nın Kulu ilçesinden yaklaşık 30.000 kişinin yaşadığını öğreniyoruz. Ayrıca, Kuzey Irak’tan gelip İsveç’e iltica etmiş olan çok sayıda Kürt vatandaşı da burada yaşıyor. Burada yaşayan Türkler, İsveç yönetiminin sunduğu eğitim ve sağlık hizmetlerinden oldukça memnun

Kışın hava erken karardığı için İsveç halkı akşam yemeklerini genellikle erken yeme eğiliminde. Saat 7’den sonra restaurantlar dolmaya başlıyor, saat 8’e doğru ise şehrin merkezindeki lokantalarda yer bulmak zorlaşıyor. Mutfaktan söz açılmışken, deniz ürünleri ve özellikle de somon balığının son derece leziz olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Stockholm, Baltık denizi ile göller arasında kalmış bir yerleşim alanı. Şehrin her tarafı yemyeşil ve çok sayıda gölle çevrili. Öylesine ki, şehir merkezinde dolaştığınızda bir tarafınızda Baltık Denizi, diğer tarafınızda ise göller kalıyor. Stockholm çevresinde de 25.000’e yakın göl olduğu söyleniyor. Archipelago adı verilen göller bölgesinde, yaz-kış bu güzelliği keşfetmek için katılabileceğiniz gemi turları var. Kışın yarım gün süren bu turlar saat 10:30 ve 13:30 olmak üzere günde iki defa yapılıyor. Stockholm’ü gezmeye yaz aylarında gelirseniz ise, şehri balonla gezmek belki de en güzel seçenek.

Avrupa’da her şehirde olduğu gibi Stockholm’de de “Eski Şehir” adı verilen bir bölge var. Bu hinterland, arnavut kaldırımlı dar sokakları, tarihi kiliseleri, taş işçiliğinin güzel örneklerinden izler taşıyan ve yıllara meydan okuyan heybetli tarihi binaları ile sokak sokak gezilmeye değer. Bu bölgede, alışveriş meraklıları için de özellikle hediye eşya satın alabilecekleri çok sayıda dükkan ve üşüdüğünüzde kapısından içeri girip sıcak birşeyler içebileceğiniz çok sayıda kafe var. Bu bölge dışında, şehrin modern yüzüne baktığınızda ise, geniş caddelerde birbirinin peşi sıra dizilmiş olan ve hepsi de şehir planlaması açısından bir intizam içinde konuçlandırılmış bulunan çok-katlı binaları görebilirsiniz.

Hepinizin çok iyi bildiği gibi İsveç Vikinglerin memleketi. Vikingler denince ise, benim gibi 40’lı yaşlara merdiven dayamış Türklerin aklına gelen ilk şey çizgi film karakteri Viki ve savaş gemileri üzerinde savaşan çift boynuzlu şapkaları ile Vikingler. Gerçi İsveçli meslekdaşlarımızdan bu boynuzlu şapkaların aslında hiç var olmadığını ve İsveç krallarından birinin uydurması olduğunu öğrenerek hayal kırıklığına uğruyoruz ama, bu gerçeği öğrenmiş olmak bilinçaltımızda yer eden izleri takip ederek Vasa Müzesinin yolunu tutmamızı ve sınırlı zamanımızı, denizcilik tarihinden izler taşıyan  bu Müzede değerlendirmemizi engellemiyor. Müzede, 1628 yılında ilk ama aynı zamanda da son yolculuğuna çıkan ve yapılışındaki mühendislik hatası neticesinde Stockholm limanında batan büyük bir savaş gemisinin 333 yıl sonra, 1961 yılında çıkartılan kalıntılarının restore edilmesi ile ortaya çıkmış muhteşem bir ahşap gemi var. Bu gemi dışında, Müzede 17-18. Yüzyıl denizcilik yaşamından izler taşıyan çok sayıda parça da sergileniyor.

Fiyordların İncisine Veda…

Artık Stockholm’e veda etme zamanı… Bir ikindi vakti güneş batımına yakın bir zamanda geldiğimiz bu şehirden, yine bir ikindi vakti güneşin batmasına çeyrek kala ayrılmak üzereyiz. Görmediklerimiz görebildiklerimizden, aktaramadıklarımız aktarabildiklerimizden daha fazla… Kuzey Yarımkürenin uç noktalarının bir yerinden ışıltılar saçan bu parlak şehir görülesi ve keşfedilesi daha nice güzellikleri ile bizleri bekliyor. Beyaz Gecelerde buluşmak dileğiyle…

Mustafa K. YILMAZ
15/12/2008

İlgili Yazılar

Yazılarım

İznik – Çini Motifleri İle Süslü Tarih İzleri

Doğanın kış uykusundan uyandığı, ilkbaharın rengarenk çiçekler ile ağaçların dallarını süslediği Nisan ayında, ara...

Tokat – Karadenizden İç Anadoluya Uzanan Zümrüt Yeşili Bir...

Yazın bu sıcak günlerinde herkes tatil için Ege ve Akdeniz Bölgesi’ndeki tatil beldelerine akın...

Marmara Adası – Çınar Ağaçlarının Gölgesinde Ada Sefası

Çoğumuz için adalar, yazın sıcak günlerinde serin bir deniz esintisinin ferahlığını hissedebileceğimiz, trafik gürültüsünün...

Erzurum – Dadaş Ellerinde Yaz Sefası

Kadim çocukluk arkadaşımla birlikte yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak için nereye gidelim diye düşünürken,Dadaşlar Diyarı...

Pamukkale / Denizli – Anemonların Kucağında Uzanan Bir Asil...

İlkbahar yağmurlarının hayat verdiği doğanın kucağında, pembe-beyaz perçemlerini aralayan çiçeklerin yeşilin binbir tonu ile...

Kütahya – Frig Vadisi’nin Çintemanisi

Tebdil-i mekanda ferahlık olsa da, bazen iş seyahatleri birbirinin peşi sıra gelince sıkıntı verici...

Kategoriler

Yorumlarınız