Mustafa Kemal Yılmazhoşgeldiniz
Kişisel web sayfasına hoşgeldiniz

Singapore – Alışveriş Cenneti

Bali’den sonra Singapore‘a gittiğiniz zaman kendinizi köyden şehire inmiş gibi hissediyorsunuz. Şehir sizi muhteşem otoyolları, yüksek binaları, tertemiz sokakları ve dev alışveriş merkezleri ile karşılıyor. Şehir tertemiz olmasına rağmen havanın aynen bize Bali’deki rehberimizin söylediği gibi inanılmaz nemli ve basık olduğunu görüyorsunuz. Adeta havada oksijen kalmamışçasına nefes almakta zorlanıyorsunuz. Nefes alabileceğiniz tek yerler yüksek dozda air-condition’ların çalıştırıldığı oteller ve alışveriş merkezleri. Sıcak-soğuk arası arası gidip gelmeleriniz sizi tam anlamıyla serseme çeviriyor.

Markalar Şehri

Singapore tam bir markalar şehri. Şehir adeta devasa alışveriş merkezleri ile kuşatılmış durumda. Allah eşleri ile buraya gelen erkeklere kolaylık versin. Insanın alışveriş merkezlerini gezerken başı dönüyor, burada bulamayacağınız marka ve çanta çeşidi yok. Özellikle çanta çeşidi diyorum, çünkü çanta konusunda inanılmaz bir zenginlik var. En büyük alışveriş merkezleri Orchard Street adı verilen şehrin ana caddesi üzerinde yer alıyor. Burası bizim Taksim-Nişantaşı bölgesi gibi. Fiyatlar da Türkiye’dekine benzer şekilde buralarda daha yüksek. Ucuz mal almak istiyorsanız bir takım yerleri keşfetmeniz gerekiyor. Bunlardan biri de Arap Mahallesi bölgesinde yer alan “Muhammed Mustafa Center”. Buradan özellikle elektronik eşyaları daha makul fiyatlara satın almanız mümkün. Ayrıca, Hint Mahallesi ve Çin Mahallesi’ndeki alışveriş merkezlerinden de daha ucuza birtakım alışverişler yapabilirsiniz. Doğrusunu isterseniz burada etkin bir alışveriş yapmanız için çok gezmeniz gerekiyor.

Kültürel Özellikler

Yemek kültürleri Bali’den çok farklı değil, Bali’den farklı olarak burada bizim için daha fazla fast food ve pizza yiyebileceğimiz restaurant var. Ama başta restaurantlar olmak üzere yiyecek olayının olduğu her yerde o meşhur yağlarının dayanılmaz kötü kokusu ile karşılaşıyorsunuz.

Singapore bir Uzakdoğu ülkesi olduğu için orada da uzakdoğu insanına özgü birtakım incelikleri gözlemlemek mümkün. Bunlardan birisi de, herhangi bir café veya restaurant’a gittiğinizde karşınızdaki birşey yiyip içip de siz hiçbir şey içip yemediğinizde sizin önünüzün boş kalmaması için su servisi yapmaları. Ayrıca, 1950’li yıllardan sonra kurdukları ve geliştirdikleri bu ülkede sağladıkları yüksek standardı sürdürebilmek için başta temizlik olmak üzere oldukça titiz ve kuralcı bir hareket tarzları var. Her şey planlı.

Para bozdurmak konusunda burada da dikkatli olmanız gerekiyor. Bali’dekinin tam tersine burada paranızı otellerde bozdurduğunuzda daha düşük kur veriyorlar. Bu nedenle, paranızı dışarıdaki bir döviz büfesinde, özellikle de Arap, Hint veya Çin Mahallesi’nin bulunduğu bölgedeki alışveriş merkezlerinde bozdurmanızda fayda var. Burada çok daha yüksek kurdan paranızı bozuyorlar.

Sentosa Adası

Sentosa adası bence Singapore’un yegane gezilesi yeri. Bu ada çok geniş bir alana kurulmuş. Içinde, envai çeşit ve büyüklükte balık ve deniz hayvanlarının yer aldığı bir akvaryum, Singapore’un tarihinin detaylı bir şekilde anlatıldığı bir müze, yunusların gösteri yaptığı bir su havuzu, kelebekler vadisi, Singapore manzarasını tepeden görebileceğiniz büyük bir aslan ağzı yer alıyor. Adaya, taksi, otobüs gibi taşıma araçları ile gidebileceğiniz gibi, teleferik yardımı ile de gidebilirsiniz. Uludağ’dan sonra ilk defa teleferiğe binmenin heyecanını yaşadım burada. Ada içinde gezilen yerler güzel. Ben burada en çok Singapore gibi yeni kurulmuş ve kısa bir tarihi olan bir ülkenin tarihinde yaşadığı olayları bu kadar çarpıcı bir müze oluşturup gezenlere anlatmasına hayran kaldım. Bizim bu kadar şanlı tarihimiz ve zaferlerimiz varken, hala böyle muhteşem bir müzeye sahip olamayışımızı da esefle kaydettim. Muhterem büyüklerimizin ve devlet yetkililerimizin bu müzeyi gezip ders alması gerek diye düşünüyorum.

Santoza adasını ziyarete gittiğinizde kaçırmamanız gereken bir başka aktivite de ışık gösterisi. Hava karardıktan sonra yapılan bu gösteri gerçekten çok renkli ve güzel. Yaklaşık 5,000 kişinin izleyebileceği bir anfitiyatroda gerçekleştirilen bu gösteride ışık oyunları ile Santoza adasının kimliği renkli görüntüler eşliğinde izleyiciye sunuluyor.

Diğer Gezilebilecek Yerler

Doğrusunu söylemek gerekirse Singapore’da 2 gün kalmamıza rağmen, burada pek fazla gezilebilecek bir yer olduğu izlenimini almadık. Bir gece cazip olur düşüncesi ile katıldığımız “Night Safari”nin de aslında bence büyük bir kandırmacadan başka bir şey olmadığını, birbirine benzeyen hayvanları uzaktan görmek dışında hiçbir esprisi bulunmadığını gözlemledik.

Onun dışında Singapore’a ilişkin not edeceğim hususlardan en önemlisi, buranın dünyanın en büyük liman şehirlerinden biri olduğu. Dakikada bir kontenyırın boşaltıldığı bu limanın tepeden görünüşü çok etkileyici ve büyüleyici. Uzakdoğu ile yapılan tüm ticari işlemlerin kalbi konumunda bu liman Singapore’un neden bu kadar hızlı ve çabuk geliştiğinin belki de en büyük kanıtı.

Singapore Havayollarına İlişkin Bir Not

Yolculuğa çıkmadan önce Singapore Havayolları hakkında birçok methiye duymuştum. Doğrusunu isterseniz bunlardan bazılarının doğruluğunu ben de gözlemledim. Örneğin, herkesin önünde bir dijital ekran ve bu ekrana kumanda edebilecek bir kumanda aleti var. Burada size seçenek olarak sunulan birçok filmlerden birini seçip seyredebilirsiniz. Hostesler geleneksel kıyafetler içinde son derece disiplinli, yüzlerine taktıkları güleryüzlü maskelerle hizmet veriyorlar. Her daim size içecek ve yemek servisi yapılıyor. Uçakta yemek sırasında ilk servis çocuklara yapılıyor. Ama ben burada yapılan servisin THY’nda yapılan servisten çok da farklı olmadığını düşünüyorum. Bence biz bazı şeyleri fazlaca abartıyoruz. Ayrıca, Singapore Havayolları’nda havalandırma da her daim açık ve oldukça soğuk hava üflüyor. Üzerinize bir battaniye almadan seyahat etmeniz mümkün değil.

Bir de Singapore havayolları ile aktarmalı veya belli yerlerde beklemeli sefer yaparsanız dikkat etmeniz gereken bir husus var. Her durulan yerde yolcuların tamamı boşaltılıyor. Uçak değiştirmeyip aynı uçağa dönecek olsanız bile el bagajlarınızı ve her türlü eşyanızı (gazete dahil) yanınıza alıp uçağı o şekilde terketmeniz gerekiyor. Aksi takdirde, aynı uçağa tekrar döndüğünüzde almadığınız tüm eşyalarınızı uçağın giriş kapısında yığılmış olarak bulabilirsiniz. Singapore Havayolları bunu güvenlik amacı ile yaptığını söylüyor.

Singapore havayollarına ilişkin bir başka husus da bu havayollarına ilişkin check-in işleminin uçuştan 48 saat öncesinden başlamak üzere yaptırılabilmesi. Bu nedenle, bizim gibi son anda check-in işlemini yaptıranları bekleyen bir tehlike var. O da karı-koca olsanız bile ayrı yerlere oturma durumunuzun ortaya çıkması. Biz bu açıdan biraz şanslı idik. Çünkü başımıza böyle bir durum gelmesine rağmen, Singapore’da Singapore Havayolları’na bağlı olarak 9 yıldır çalışan ve beyefendi bir insan olan Kerem Bey’e rastladık. Kendisi bizim durumumuzla inanılmaz ölçüde ilgilendi ve bizi yanyana oturtmayı başardı. Yoksa yeni evli bir çift olarak yaklaşık 15-16 saat birbirinden uzak iki koltukta seyahat edecektik.

Son bir sözüm de Singapore’daki havalimanı ile ilgili olacak. Bana bu havalimanını o kadar meth etmişlerdi ki, ben de çok farklı bir mekan bekliyordum. Ama gidince gördüm ki, bizim Istanbul’daki havalimanımız en az onların havalimanı kadar modern. Belki tek fark insanların size karşı davranışları ve gösterdikleri saygı ile bir de terminal sayısının fazlalığı.

Son Söz

Insan gezdiği gördüğü yerleri başkalarına anlatırken, oraların büyüsüne kapılmış bir şekilde kendine hakim olamadan yazıp duruyor. Ama Uzakdoğu’ya yaptığımız bu seyahat bu bölge halkının kültürü, gelenek ve görenekleri, yaşam stili, inanışı konusunda bizde birçok açıdan farklı bir görüş açısı kazandırdı. Biz oralarda kaldığımız kısa süre içinde ancak bu kadarını gözlemleyebildik. Ancak, kültür olarak bizden çok farklı bir yapı taşıyan bu insanların yaşamlarını tanımak ve onlarla içiçe olmak bize çok şey öğretti. Bunların bir kısmını sizin gözünüzün önünde canlandırabildiysem ne mutlu bana. Son söz olarak ben yine de derim ki, Uzakdoğu’ya seyahat yapmak konusunda bir tercih yapma imkanınız varsa, bir kez de olsa Bali (6-7 gün) ve Singapore’u (2 gün) gezin. Bali’yi çok beğeneceksiniz, Singapore’un ise, görüp tanıyıp da daha sonra size anlatan insanların abarttıkları kadar cazip bir ülke olmadığını göreceksiniz. Yeni gezi notlarında buluşmak ümidiyle…

Ekim 2003

İlgili Yazılar

Yazılarım

İznik – Çini Motifleri İle Süslü Tarih İzleri

Doğanın kış uykusundan uyandığı, ilkbaharın rengarenk çiçekler ile ağaçların dallarını süslediği Nisan ayında, ara...

Tokat – Karadenizden İç Anadoluya Uzanan Zümrüt Yeşili Bir...

Yazın bu sıcak günlerinde herkes tatil için Ege ve Akdeniz Bölgesi’ndeki tatil beldelerine akın...

Marmara Adası – Çınar Ağaçlarının Gölgesinde Ada Sefası

Çoğumuz için adalar, yazın sıcak günlerinde serin bir deniz esintisinin ferahlığını hissedebileceğimiz, trafik gürültüsünün...

Erzurum – Dadaş Ellerinde Yaz Sefası

Kadim çocukluk arkadaşımla birlikte yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak için nereye gidelim diye düşünürken,Dadaşlar Diyarı...

Pamukkale / Denizli – Anemonların Kucağında Uzanan Bir Asil...

İlkbahar yağmurlarının hayat verdiği doğanın kucağında, pembe-beyaz perçemlerini aralayan çiçeklerin yeşilin binbir tonu ile...

Kütahya – Frig Vadisi’nin Çintemanisi

Tebdil-i mekanda ferahlık olsa da, bazen iş seyahatleri birbirinin peşi sıra gelince sıkıntı verici...

Kategoriler

Yorumlarınız