Döviz Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Currency Futures)

Kategori: Kitaplar, Yayınlarım | 0

Döviz Vadeli İşlem SözleşmeleriDöviz vadeli işlem sözleşmelerinin teorik ve pratik olarak kullanımını ele alan bu kitap, bir taraftan vadeli piyasaların önemi ve dünyadaki gelişimi üzerinde dururken, diğer taraftan da döviz vadeli işlem sözleşmelerini taşıdığı özellikler, fiyatlaması, alım-satım stratejilerinin kullanımı ve Türk Sermaye Piyasası?ndaki uygulamasını inceleyen bir kapsam içinde okuyucuya sunulmaktadır.

 

 

Sunuş

Ekonomik faaliyette bulunan kişi ve kurumlann pek çoğu belirli çerçeveler dahilinde spot döviz piyasalannda işlem yapmaktadırlar. Bu ekonomik birimlerin, dövizin gelecekteki fiyatına dönük belirsizliklerin giderilmesi amacıyla, döviz üzerine vadeli işlem piyasalarını kullanması ise gittikçe artan bir ölçüde yaygınlık kazanmaktadır. Döviz vadeli işlem sözleşmelerinin teorik ve pratik olarak kullanımını ele alan bu çalışma, bir taraftan vadeli piyasalann önemi üzerinde dururken, diğer taraftan da literatürde yayınlanan diğer çalışmalardan farklı olarak sadece döviz vadeli işlem sözleşmelerini inceleyen bir kapsam içinde kalmaktadır.

Bu çalışmanın hazırlanmasında, bana olan katkılanndan dolayı iş arkadaşlarıma ve rahat bir araştırma ortamı sağladığı için çalışmakta bulunduğum İMKB Başkanlığı’na teşekkürü borç bilirim. Ayrıca, yaptıkları yorumlar ve değerli katkıları dolayısıyla farklı kurumlarda finans sektörüne katkı sağlayan meslektaşlarıma da teşekkür ederim.

Ülkemizde sermaye piyasasının gelişimini daha ileri bir boyuta taşımak konusundaki çabalara yeni bir soluk getireceğine ve bu alandaki literatür kaynaklarının zenginleşmesinde bir ihtiyacı gidereceğine inandığım eserin, okuyuculara, araştırmacılara ve ilgi sahibi diğer kesimlere faydalı olmasını ve bu alanda yapılacak yeni çalışmalara zemin hazırlamasını dilerim.

Finansal Vadeli İşlem Piyasalarına Giriş

Kategori: Kitaplar, Yayınlarım | 0

Finansal Vadeli İşlem Piyaaslarına GirişKitabı içinde yer alan Üçüncü Bölümde, “endeks vadeli işlem sözleşmeleri”nin önemi, dünyadaki gelişimi, fiyatlaması, riskten korunmak ve spekülasyon amacı ile kullanımı konuları ele alınmakta, alım-satım ve arbitraj stratejileri örnekler yardımı ile işlenmektedir.

 

 

Sunuş

Piyasa kavramı, alınıp satılan her türlü mal, menkul kıymet ve hatta hizmetin fiyatının arz talep dengesi doğrultusunda belirlendiği ve belli kurallara uyulması gereken oluşuma verilen addır. Özellikle merkezi bir toplanma yeri olması nedeniyle piyasalar, mal, kıymet ve hizmetlere sahip olan ve bunların fazlasını satmak isteyenler ile, bunlara ihtiyaç duyanları biraraya getirerek etkin fiyat oluşumunu sağlar ve dolayısıyla toplumun genel refahına önemli bir katkıda bulunurlar. Aksi halde, bir mal, kıymet ya da hizmeti talep eden bir yatırımcı, bu malı, kıymeti ya da hizmetleri sunanları tek tek arayıp bulmak ve fiyat sormak durumundadır. Bu da gerek satıcıların, gerekse alıcıların tüm piyasadaki arz ve talep konusunda bilgi eksikliğinden dolayı fiyatların etkin oluşmamasına, Iikidite problemlerine ve işlemler arasında fiyat farklarının artmasına neden olur.

En basit manada herhangi bir pazar yeri ile gelişmiş piyasaların yer aldığı borsalar, arz ve talep dinamikleri açısından aynı prensiplerle çalışmaktadırlar. Piyasalarda bir malın fiyatını temel olarak satışa sunulan toplam miktar (arz) ile o mala olan talep belirler. Fiyatlar, piyasada arz fazlası olduğunda düşerken, talep fazlası olduğunda artar. Fiyatların doğru oluşumu yatırımcı güveninin ve Iikiditenin artmasına, dolayısıyla daha fazla kaynağın borsaya gelmesine ve bu kaynakların, fon talep edenlere aktarılmasının kolaylaşmasına yardımcı olur. Yatırımcılar açısından alternatif yatırım araçlarının sayısı ve çeşitliliği artarken, fon talep edenler açısından da bu durum daha düşük maliyetli kaynak bulabilecekleri anlamına gelir. Piyasadan fon talep edenlerin etkin çalışmadığı, diğer birifadeyle kendilerine sağlanan kaynağa yüksek getiri sağlayamadıkları durumlarda, yatırımcılar bir sonraki fonlama için daha yüksek getiri talep edeceklerinden, kaynak maliyetleri artacak, piyasadan kaynak sağlayanları daha verimli çalışmaya teşvik edecektir. Bu durum da tüm ekonomi açısından verimlilik artışı anlamına gelir. Gelişmiş ekonomilerde borsa, ekonominin önemli bir parçasıdır ve ekonomik açıdan hayati işlevlere sahiptir. Ekonomide para akışkanlığı borsalar sayesinde artarken, yatırımların etkin yönlendirilmesi, fonlama maliyetlerinin ucuzlaması dolaylı olarak reel ekonomiyi de olumlu etkilemektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinde yaşanan yüksek büyüme, teknolojik gelişim ve verimlilik artışında, sermaye piyasalarının gelişmesinin rolü yadsınamaz. Piyasa kavramını işlem gören sermaye piyasası araçlarının vade yapısına göre temelde spot piyasalar ve türev piyasalar olmak üzere iki bölümde inceleyebiliriz. Spot piyasalar alım satıma konu olan mal veya menkul kıymetin karşılığı olan paranın peşin olarak ödendiği ve ödeme karşılığında malın tesliminin de eş zamanlı yapıfdığı piyasalardır. Türev piyasalar ise işleme konu malın parasının vade sonunda ödendiği, fiziki teslimat veya nakit uzlaşmanın da vade sonunda yapıldığı piyasalardır.

Mevcut spot piyasa araçlarına ek olarak türev ürün piyasalarının gelişimi risk yönetimini kolaylaştırmış, dünya para ve sermaye piyasalarının büyümesine ve Iikiditesine önemli katkıda bulunmuş, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yetersiz olan sermaye birikiminin yurtdışından gelen sermaye ile desteklenmesini kolaylaştırmıştır. Ayrıca türev piyasalarda hızla artan işlem hacmi ve ürün çeşitliliği oldukça yeni ve fazla sayıda iş imkanlarını da piyasa profesyonellerine açmıştır. Spot piyasada işlem gören buğday, arpa, soya fasulyesi pamuk, kahve başta olmak üzere birçok tarım ürünü; sığır, domuz, peynir süt başta olmak üzere bir çok hayvansal ürün; metaller, kıymetli metaller, petrol ve petrol türevleri, gübre, deniz ve orman ürünleri üzerine türev araçlar piyasada işlem görmektedir. Ancak ,tarihsel gelişime bakıldığında, daha sonra ortaya çıkmış olmakla birlikte menkul kıymetler, para ve sermaye piyasası araçları, döviz, ekonomik ve finansal göstergeler üzerine vadeli işlemlerin çok daha hızlı artarak günümüz dünyasında toplam işlem hacminin çok önemli bir kısmını oluşturduğu görülmektedir. Ayrıca, son yıllarda özellikle enerji ürünleri üzerine türev ürünler geliştirilmiş, buna ek olarak doğal afetlere karşı sigorta işlevi görecek vadeli piyasa ürünleri işlem görmeye başlamıştır.

Dünyada bankacılık sistemi olan ve belli ölçüde piyasaları Iiberalizasyon sürecine girmiş hemen hemen tüm ülkelerde türev ürünlerin bankacılar ve kurumsal yatırımcılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Ancak türev piyasaların Iikiditesinin artması ve finansal sistem açısından oluşabilecek risklerin kontrol edilebilmesi açısından organize borsalar bünyesinde çalışması ve merkezi bir takas kurumu tarafından takip edilip sonuçlandırılması karşı taraf riskinin (kredi riski) olduğu ve Iikiditenin zaman zaman hızlı bir şekilde kaybolduğu tezgahüstü işlemlere göre çok daha tercih edilen bir durumdur. Genel olarak tezgahüstü piyasalardaki işlem hacmi organize borsalar bünyesinde ve merkezi bir takas kurumu garantisinde yapılan işlemlere nazaran daha fazla olmasına karşın, piyasararda gösterge fiyat olarak borsalarda oluşan fiyatlar dikkate alınmaktadır. Ayrıca borsalar ve tezgahüstü piyasalar çoğu zaman birbirinin rakibi olarak değil, birbirlerinin tamamlayıcısı olarak işlev görmektedir.

Vadeli piyasalar, işlem gören bazı ürünlerin spot piyasa ürünlerine göre daha karmaşık olması ve piyasa katılımcıların yeterince bilgilendirilmemeleri nedeniyle özellikle son yıllarda çoğu zaman haksız bir şekilde, finansal piyasalarda ortaya çıkan sistemik riskin bir kaynağı olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte, söz konusu riskler incelendiğinde, vadeli piyasalarda son yıllarda yaşanan önemli krizlerin ağırlıklı olarak tezgahüstü piyasalarda işlem gören ve organize bir piyasanın düzenleyici etkisi ve merkezi bir takas sisteminin bulunmamasından kaynaklanan olaylar olduğu görülmektedir. Etkin bir teminatlandırma mekanizması ve risk kontrol sisteminin tesis edildiği organize vadeli piyasalarda ise risklerin kısa zam.anda tespit edilmesi ve önlenmesi mümkündür. Nitekim, uluslararası düzenleyici kuruluşlar da özellikle bu hususa dikkat çekmekte ve organize borsalar bünyesinde vadeli piyasaların geliştirilmesini teşvik etmektedir.

Özellikle son 30 yıl içinde çok hızlı bir büyüme gösteren finansal vadeli piyasaların globalleşen dünya düzeni içinde riskten korunmak ve etkin bir portföy çeşitlendirmesine gitmek açısından özellikle büyük kurumsal yatırımcılar tarafından kullanımı kaçınılmazdır. Bu noktada önemli olan husus, vadeli piyasa ürünlerinin doğru zaman ve zeminde, yatırımcıların risk profili ve sermaye gücü de dikkate alınarak seçilmesi ve kullanılmasıdrr. Bu ise, en son aşamada vadeli piyasaların işleyiş mekanizması ve ürün özelliklerinin iyi öğrenilmesini gerekli kılmakta, bu da elinizdeki kitabın piyasa açısından önemini bir kat daha arttırmaktadır.

Türev piyasalarda işlem hacmi açısından gerek organize borsalar gerekse tezgahüstü piyasalarda en büyük pay faize dayalı türev sözleşmelere aittir. Ancak kitabın anlatım sırasında öncelik, ülkemizde ilk açılan finansal vadeli işlem olması açısında döviz vadeli işlem sözleşmelerine verilmiş, daha sonra da İMKB açısından önemli bir sermaye piyasası aracı olan ve vadeli piyasaların ülkemizde gelişmesinde önemli katkıları olacağına inandığımız  endeks vadeli işlem sözleşmeleri ele alınmış, bunun ardından sırasıyla faize dayalı vadeli işlem sözleşmeleri, opsiyonlar ve swap işlemleri ayrı bölümlerde ele alınmıştır. Piyasa katılımcıları açısından, bu sıralamanın aynı zamanda artan zorluk derecesi ifade etmesi dolayısıyla kitabın daha kolay anlaşılabilir olduğu düşünülmektedir.

Sonuç olarak, farklı yatırımcı profillerinin ihtiyaçlarının karşılanması, risk yönetiniinin etkinleştirilmesi, piyasalarda etkinliğin artması açısından çok önemli fonksiyonları olan türev piyasaların ülkemizde yakın gelecekte hak ettiği yeri alacağı, elinizdeki kitabın ilerleyen bölümlerinde yer alan bilgilerin de bu amaca yönelik olarak piyasa katılımcılarının, özellikle uygulamaya dönük olarak bilgi seviyelerinin artmasına önemli katkısı olacağı düşünülmektedir.