Bilanço Analizinizi Yaptınız mı?

Şirketler her yıl sonu geldiğinde, o yıl içinde gerçekleştirmiş oldukları faaliyetler neticesinde elde ettikleri sonuçları bir bütün olarak değerlendirerek mali tablolar hazırlar ve bunu yatırımcılarının bilgisine sunarlar. Bu mali tablolar içinde ise, şirketin tüm varlık ve yükümlülüklerinin dönemsel gelişimini gösteren bilançonun ayrı bir önemi vardır. Şirketlerin kurumsal performanslarını bu şekilde takip etmeleri rutin bir faaliyet olmasına karşın, aynı yaklaşımın bireyler tarafından takip edildiğine ise ender rastlanmaktadır. Bunun belki de en önemli nedeni, insanların bireysel olarak ne kadar üretken olduklarını pek umursamamalarıdır. Oysa ki her birey, hangi meslek grubuna mensup olursa olsun yıllar içinde artan bir şekilde kümülatif bir katma değer yaratmakta ve öznel varlığını artırmaktadır. Bunu görebilmesi için ise, ya iş değişikliği yaparken özgeçmişini gözden geçirmesi ya da web sitesi oluştururken belleğini güncellemesi gerekmektedir.

Nitekim, ünlü bir futbolcunun kariyeri boyunca ne kadar gol attığının, bir basketbolcunun ne kadar asist yaptığının en ince ayrıntısına kadar hesabı tutulurken ve tutulması da gerekirken, bir cerrahın kaç ameliyat yaptığı, bir ebenin kaç kez doğum yaptırdığı, bir akademisyenin kaç makale kaleme aldığı, bir mühendisin kaç istinat duvarı ördüğü çoğu kez ne kendisi ne de başkası tarafından sorgulanmamaktadır. Sorgulanmayan bir başka husus da, insanların kendi işleri dışında uğraş verdikleri faaliyetlerde veya hobilerde ne kadar üretken olduklarıdır. Benim, kendi işim dışında kaleme aldığım ve yayınlamış olan 30 akademik makaleye, üç adet kitaba, 15’i aşkın gezi yazısına ve bir şiir kitabına imza atmış olmam gibi. Bunu övünç vesilesi olsun diye söylemiyorum. Biliyorum ki çevremde benim gibi ve benden çok daha donanımlı nice insanlar var. Bu insanların bir kısmını keşfetmek için internette bir ufuk turuna çıkmanız ve oluşturdukları web sitelerine bakmanız yeterli. Peki ya web sitesi olmayanlar? İnanın onların da sayısı hiç az değil, ama onurlu fakirler gibi kendilerini afişe etmeyip kenarda sakladıklarından biz sadece onların farkında değiliz. Belki de yapılması gereken, bu mütevazi ama üretken insanları kendi bilanço analizlerini yapmaya ve bunu toplumla paylaşmaya yöneltmek. Belki de o zaman popülist kültürün hegamonyasından kurtulabiliriz.

Hiç şüphesiz bu sözlerim mütevazi olmanın bir erdem olmadığı anlamına gelmesin. Tam tersine, mütevazi olmak benim de sonuna kadar savunduğum ulvi bir erdem. Bununla birlikte, doğurgan olmayanların kendilerini doğurganmış gibi pazarladıkları bir evrende, gerçekten üretken olanların kendilerine haksızlık etmeleri ve başarılarını küçümsemeleri dokunuyor bana. “Baki kalan bu dünyada bir hoş seda” ise eğer, gelecek nesillere baki bıraktıklarımızın bilançosunu çıkarmamız, maddi olmasa bile bıraktığımız manevi mirasın bilincinde olmamız gerek diyorum ben sadece.

Bilanço analizinizi bugüne kadar yapmamış iseniz kayıp değil, henüz geç kalmış sayılmazsınız. Haydi, hiç vakit kaybetmeden elinize bir kağıt ve kalem alın ve geçmişten bugüne yaptıklarınızı alt alta sıralamaya başlayın. Farkına varmadan ne kadar da çok şey ürettiğinizi siz de göreceksiniz. Bir de siz siz olun bilanço analizinizi sakın sadece kendinize saklamayın, şirketler gibi siz de sizinle gurur duymak üzere köşesinde sessiz bir şekilde bekleyen sevdiklerinizle paylaşın. Unutmayın ki, başarılar paylaşıldıkça çoğalır, tıpkı üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığı gibi…

Mustafa K. YILMAZ