Vefa

Kategori: Şiirlerim | 0

Dostun dosta ikramı bir katre sefa,
Karşılığında çektirdiği bin katı cefa.
Yaşadım gördüm bir değil bin defa,
Söyleyin dostlar bunun neresinde gizli vefa.

Değişmiyor

Kategori: Şiirlerim | 0

Huyu değişmiyor insanın.
İyi de olsa değişmiyor,
Kötü de olsa.
Ben alışıyorum da onlara,
El olan alışmıyor.
Alışamaz da, nasıl alışsın ki ?
Bazen sinir ediyorum karşımdakini,
Bazen kahkahadan sevinç yumağı.
Sevsem de, sevmesem de benim çocuklarım onlar.
Atsam atılmıyor, satsam alıcısı yok.
“Huy değişir” geyikleri dolaşıyor sanal alemde,
“Pollyanna”cılık oynuyor sanal postacılar.
Kulağa hoş gelen, ele boş geliyor.
“Keşke”ler dolaşıyor dillerde, eller şakakta.
Yazılanlar satırlarda kalıyor, gerçek olan hayatta.
Bir saat sonra yapılan yine aynı hata,
Yine aynı serzeniş, yine aynı pişmanlık.
Değişiyor insan gün geçtikçe, doğru,
Aksini iddia etmek saçma.
İşte sinirlerime hakim olamıyorum yine,
Yine sitemkar kelimeler dökülüyor dilimden.
Çok iyiyim belki ama, çok alıngan yüreğim,
Bazen de çok sivri dilim ve kalemim.
Olmuyor dostlar, olmuyor.
Belki değişiyor bedenim, yaşantım ve hasretim,
Değişime direniyor ne yazık sevmediğim huylarım.

Mustafa

Bir Gün Anlarsın

Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine
Sevmek neymiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek neymiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin,
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek neymiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

Bir Gün Seni Sevdiğimi Anlarsın…

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız
Mısralarımda?
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin ise kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum,
Her şeyi söylemek mümkün.
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

Sevi Şiiri

Ben senin en çok sesini sevdim,
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi.
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili.

Ben senin en çok ellerini sevdim,
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak.
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde,
En güzeli bir sabah ellerinde uyanmak.

Ben senin en çok gözlerini sevdim,
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil.
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar,
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil.

Ben senin en çok gülüşünü sevdim,
Sevindiren, içinde umut çiçekleri açtıran.
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri,
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman.

Ben senin en çok davranışlarını sevdim,
Güçsüze merhametini, zalime direnişini.
Haksızlıklar, zorbalıklaer karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini.

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim,
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini.

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim,
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni.
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni…

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Dostları Olmalı İnsanın

Dostları olmalı insanın,

Aynen gemilerin limanları gibi.

Zaman zaman uğradığın,

Yükünü boşalttığın,

Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda.
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,

Geri döneceğin günü bekleme umuduyla.

Bazen rüzgara o açmalı yelkenini,

Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla

Halatları çözmeli,

Seni çok ama çok özlemeli.
Dostları olmalı insanın,

Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen.

Düşünmediklerini düşündüren,

Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen,

Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen.

Yolunu ısıtan ustan olmalı,

Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini

Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde

Üzerindeki tek gömleğini.

Oğuzkan BÖLÜKBAŞI

Herşey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,

Kanatların çırpındığı kadar hafif…

Kalbinin attığı kadar canlısın,

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin,

Nefret ettiklerin kadar kötü…

Ne renk olursa olsun kaşın gözün,

Karşındakinin gördüğüdür rengin…

Yaşadıklarını kar sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün…

Gülebildiğin kadar mutlusun.

Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.

Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın,

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin…

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak,

Bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun.

Çiçek sulandığı kadar güzeldir,

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,

Bebek ağladığı kadar bebektir.

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin…

Can YÜCEL

Seviyorum Seni

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi

Geceleyin ateşler içinde uyanarak

Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi.

Ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,

Telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi.

Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi.

İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık,

İçimde kımıldanan birşeyler gibi.

Seviyorum seni “yaşıyoruz çok şükür” der gibi.

Nazım Hikmet RAN